25 Ocak 2013 Cuma

ZAMAN

Fotoğrafsız ve yine okuyucular için "çooook ilginçç" hissettirmeyecek bir postla daha karşınızdayım:)Ama en azından bu sefer biraz daha neşeliyim. Neşemin sebebi herkes uyuduğundan mütevellit biraz sessizlik biraz dinlence arasında bloguma iki satır yazabilmemdir birazda... Hayat fıldır fıldır, lavabodaki suyun boşalması gibi döne döne bitiyo saatler, günler...Birtanecik oğlum büyüyor o büyüdükçe mutlu oluyorum gelişimine ve aynı zamanda her geçen günümüzü özlüyorum şimdiden, bana düşkünlüğüne alışıyorum herhalde bende gitgide. Yeni kelimeler öğrendiğinde şaşırıyorum, hemde onunla sohbet etmek için sabırsızlanıyorum.Yeni birini tanımak gibi aslında çocuk yetiştirmek. Hani ilk başta çoğu insandan lafı cımbızla alırsın, biraraya geldiğinde ne yapacağını pek bilemezsin ama zaman geçtikçe bağlanırsın tanıdıkça merak edersin bende şimdi merak ediyorum, Yekta Nazım ne düşünüyor, ne hissediyor... "Anne Kokkuuu" diyor birşeylerden korkunca, hemen önlem almaya çalışıyorum bilinçaltına zeval gelmesin diye paşamın... Ben kızıncada korkuyor bazen, sonra kucağımdayken " anne kız" diyor "yooo diyorum kızamamm ben oğluma kıyamam bi taneme" nasıl gülüyor çapkın çapkın o ısrar ettikçe ben yoook diyorum.O mutlu oluyor ben daha çok. Arkadaşlarımın bloglarını okudum biraz evvel, tanıdığın insanlar oldu mu bi yandan hayal ediyorsun. Güzel haberlere sevinip, kötü haberlere sıkılarak... Zaman geçiyor ama öyle ama böyle...

2 yorum:

  1. Bende kızımla aynı şeyleri yaşıyorum. Yeni konuşma dönemi ve kendini ifade etmesi çok hoşuma gidiyor.O artık bebek değil ben kız oldum anne diyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eksik eksik kelimelerle ne de tatlı anlatıyorlar dertlerini değil mi:)

      Sil