29 Nisan 2010 Perşembe

fikrimin inceeee gülü


Gözlerim cezalı bugün,
Neymiş görsünler bakalım seher vaktine kadar kırpmamak
kirpikleri
Hele o sicim gibi döktüğü yaşlar yok mu,
Yağmurormanı mı sandı yastığımdaki yeşil yaprak desenlerini ?
Ben şöyle bi bakıyordum,onlar gördü baktığımdan gayrısını
Kalbimi karıştırmasın, gözlerim çeksin sevdanın sancısını....

28 Nisan 2010 Çarşamba

"Zeytinyağlı yiyemem ammaaaaan" diyosanız okumayın



Pazartesi akşamı misafirlerimiz vardı. Uzaklardan gelen yiğen ve nişanlısı. Bende artık yıllanmaya başlamış yenge olarak onlara güzel bi sofra kurmayı görev bildim. Soframızdan zeytinyağlı taze fasulyemide sizlerle paylaşayım istedim ,zira beğenerek yenir genelde fasulyem.

Malzemeler:

Yarım kilo kadar taze fasulye

1 ortaboy soğan

2 orta boy olgun domates

1 yemek kaşığı tepeleme şeker

1 silme tatlı kaşığı tuz

Zeytinyağı

Soğanlar küçük zar şeklinde doğranıp tencereye konur. Fasulyeler ortadan bölünür, çok uzunsa boydan da bölünür. Soğanların üstüne konur. En son domateslerde küp küp doğranarak en üste konur. Şeker, tuz ve yağ eklenir. Karıştırmadan bir süre orta ateşte fokurdayana kadar pişirilir. Sonra altı kısılıp bi altüst karıştılır. Fasulyelerin rengi dönüp yumuşadığı anlaşılınca tamamdır. İsteğe göre sarımsakta doğranır içine pişerken ama ben genelde tercih etmem.

Bu arada fotoğrafı ben çektim. Yemek bloglarındaki kadar profesyonel değil belki ama başlangıç yaptım işte :)

26 Nisan 2010 Pazartesi

Special thanks to....


Ladies and Centilman ( var mı ki aranızda kocamdan başka centilmen????)

3 günlük tatilim boyunca, bir dediğimi 2 etmeyen, beyaz eşya dükkanınında oyuncakçıya gitmiş çocuklar gibi "bunu da alalım, buna da bakalım" larımı kırmayan, balkonumuzu sebze bahçesine dönüştürme hayallerimin ilk fidelerini diken, Perdelerimizi ütüleyip asan, pencerelerden birini silen, bana ne zamandır istediğim kitapları alan, her akşam gelirken cips ve çikolata getiren, izlememiz için harika filmler alan, Çatkapı misafirleri bloke eden,Bu kadar anlattıktan sonra boynuna bir nazarlık bir at nalı bir baş sarımsak takmamın şart olduğu canımmm kocacığıma;

Perşembe akşamından cuma akşamına kadar beni misafir edip, miss gibi mamalar hazırlayan,yanlarında yavru olduğumu hissettiğim ve bundan müthiş keyif aldığım, maddi manevi desteğim canımın kaynağı annem ve babama, perşembe akşamı bizi nefis kavurmalı makarnasıyla karşılayan yorgun olmasa atraksiyon üstadı olan kardeşciğime, Bal rengi gözleriyle ve kıvrak hareketleriyle beni neşelendiren tarçına;

Gerek telefonda, gerekse piknik ve bilimum organizasyonlarda bize eşlik eden çok samimi dostlarımıza; Ve tatilde çok az iş yaptığımdan şu an işlerin geri kalanını hallederek bu postu huzur içinde yazmamı sağlayan Hatice ablaya teşekkürü bir borç biliriyordum. Ödedim gittiiii...:D

22 Nisan 2010 Perşembe

Sen bana bir şey deme


Kanatlanır her sözün ruhumun gökyüzünde


Dalgalanır anılar denizimiz


Nefesinin fırtınasında alabora olur


lafla


yürüttüğüm


gemiler...

21 Nisan 2010 Çarşamba

Bahar Temizliği


Yaklaşık 5 gündür aralıklarla evde bi temizliktir gidiyo. Baharı temizliyorum:D kışın gidişini kutlicam ama kış bi türlü gidemedi bu sene, bi sürü işi çıktı son anda:)

Perdelerimi yıkadım, camları sildik ( evet evet anlatıcam ayrıntılarını:)), halılar yıkanıyor, koltuk kılıflarını yıkadım, süngerlerini temizlik robotuyla iyice temizledim. Banyoyu porçözünden çamaşır suyuna her türlü dezenfektanı boca etmek suretiyle temizledim. Ama gelgelelim ev hala havaalanı gibi, her şey uçuşta, zihnimde beraber.

Dün kocacım sen silme camı ben sileyim, sen düşeceğine ben düşeyim dedi( 1. katta oturuyoruz bu arada:)) Bende olmaz kıyamam sana yiğidimmm dedim:P Sonuçta salonun bir camını o bir camını ben sildim. Yoldan geçenler hayran hayran bize baktı... ay tamam şaşkın şaşkın baktılar, bizim oralarda pek cam silen erkek yok malesef, annemlerin karşı komşu pekala silerdi. Ayyy bak annemi özledim şimdi : (
Velhasılı kelam iş bitmedi... Var mı bana yardımcı olmak isteyen:D

20 Nisan 2010 Salı

Yazının rengi pembe olsun da okuyanlar çok eğlenceli bişi yazdım sansın

Güne Handeciğimle tamamen yağsız süt ve Çikolatalı diyet mısır gevreğiyle başladık:D Diğer mesai arkadaşlarımızın yedikleri simit ve ayran ikilisi gözlerimizi ve burnumuzu kamaştırdı ve dahi ağzımızı şapırdattı. Dün gecede kocamla koca bir kase salata yedik. Ben galiba zayıflicam. etrafımdan çok destek alıyorum çünkü:) Şimdi geriye doğru gidiyorum ya gelelim haftasonuna pazar günü daha doğrusu pazar öğleni 14:30 da kalktık. Kahvaltının ardından eşim yüzerek bende ev işleriyle uğraşarak egzersiz yaptık:P Koltuk kılıflarını yıkamaya varan temizlik harekatı aslında halen sürüyo evi görmeniz lazım yada hayır hayır kesinlikle görmemeniz lazım...
Cumartesi sabahı Zeynepciğimle doktora gittik. Nasıl gıcık bir kadındı anlatamam. Gittiğime gideceğime pişman oldum. Mr çektirmem gerekiyormuş, açık mr çeken bir yer bulmayı umuyorum. Cuma gecesi çok sevgili arkadaşımın kına gecesi vardı. Nasıl eğlendik anlatamam, dans etmekten yoruldum resmen pistten hiç inmeden horon, kasap, ankara, roman havalarını bir güzel icra ettim:P Perşembe akşamı nasıl güzel bir akşamdı anlatamam... EEE madem anlatamıyorum yazıyı bitireyim.
Fotoğraf makinasına sd kart almayı nasıl istiyorum onu da anlatamammmm

14 Nisan 2010 Çarşamba

UZUUUUUN İNCE.






Sevgiden geçiyorum



Yol kenarlarında mutluluk ağaçları dizili



Aşk çiçekleri açmış baharı beklemeden



Yol devam diyor



Ben geçiyorum



Her şey duruyor



Ben gidiyorum



Durdur beni sevgilim



Koklayamadan geçtiğim çiçeklere sızlıyor burnum...

KAZIN AYAĞI ÖYLE DEĞİL.... :D

BUGÜN SİZLERLE KAZAYAĞI SALATASI
YAPICAZ :)











Bu başlık ve ilk fotoyu görünce bööööö
diye bi ses çıkarmanız olası ihtimal ama kazınayağı öyle değil işte:D:D



Geçenlerde pazara gittiğimde köyden getirilen sebzelerin satıldığı bir tezgaha uğradım. 1 kilo kadar kazayağı aldım ve ondan iki çeşit salata yaptık. Şimdi tarifler:


İlki benim yaptığım; kazayağının haşlanarak domates, salatalık, taze nane, limon, tuz, zeytinyağıyla karıştırılmasıyla yapılan bir salata. Kazayağı maydanoza çok benzeyen bir bitki ve aynı maydanoz gibi körpe dallarıda kullanılabiliyor. Ayıkladıktan sonra çok az suyla kısa sürede haşlanabiliyo. Diriliğini damak zevkine göre ayarlayabilirsiniz. Ben demet olarak haşlatıp suyunu sıktıktan sonra kestim salataya koymak için. Tavsiye ederim biz sevdik.


İkinci tarifiyse dün ben evde yokken eşim yapmış. O çiğ kazayağına (boş salata kasesinden anladığım kadarıyla ) frenk maydanozu, salatalık ve yağ limon eklemiş. Ben tadamadım ama o güzel diyosa güzeldir. Sabah ocağın üzerinde bide ıspanaklı pilav gördüm, kayınvalidem yapmış onuda, ama daha tatmadım. Güzelse mutlaka alırım ondan da tarifini ;)
Çalışan ve gezen bi hatun olunca insan böyle bazen uzak ev hanımı havalarında yemek tarifi verebiliyo işte. Havam batmasın ayollll:D

12 Nisan 2010 Pazartesi

YAŞASINNN:)


Cumartesi Zeko'nun doğum günüydü. Benim bitanecik Duducuğumun bi tanecik zekosunun yani:D Ona spiderman scooter aldık. Gördüğünde verdiği tepkisiydi bu "yaşasınnn". Hayatın bize sunduğu her paketi açtığımızda yaşasın diyebilsek keşke, yada dışı süslü içi kötü paketleri hiç açmasak, süsleri hiç bozulmasa...


Ne düşünüyorum biliyomusunuz yakın zaman da ben gidip fide filan alayım, balkonumu süsleyeyim. Size de onlardan bahsedeyim. Ne dersiniz biraz içimiz açılsın yaaaaw;)


Bu arada pazar gecesi ızgara alabalık yaptım fırında, yağ yerine kaymak kullandım. Amanda aman iyi kullanmışım. Baharatlarla filan pek bi enfes oldu. Fotoğraf Makinasını daha alışamadım kullanamıyorum ama kullanmaya bi başlayınca sanırım her ayrıntıyı fotoğraflicam...

8 Nisan 2010 Perşembe

Robot gibi...


Uyanıcan, hazırlanıcan, işe gidicen, öğlen arası 2 muhabbetle tam kendini bulacakken molan bitecek işe dönücen, işten çıkıcan kararmak üzere olan gökyüzüne baka baka eve gidicen, duruma göre ya çamaşırla ya yemekle uğraşıcan. Ama yemek yaparken mutfağa her zamanki italyan aşçı havalarında değil, dolaptakileri karıştırayımda ateşe koyayım ruhuyla giricen, zaten yiyenler için bu çokta önemli olmayacak. Televizyonun anteni hangi kanalı net çekiyosa gözlerin kapanmadığı için kendine ceza verircesine oturup bakıcan. Vakit tamam olup uykun galip gelince gidip uyican... Sonra ne mi olacak???


Uyanıcan, hazırlanıcan, işe gidi............

6 Nisan 2010 Salı

Geldim geldimmm

Fotoğrafsız çıkmam dedim dayanamadım:)

Harika geçen bi haftasonunu atlayamadım:)

Cumartesi gününe annemin nefis kahvaltı sofrası ve laleler damgasını vurdu. Emirgan harikaydı. Geç gittik az ama öz oldu. Finalinde annem ve dünürü salıncakta sallandı bende içimden tamam artık gidebiliriz demek dedim:D
Pazar günü başka bir mükellef sofraya konuktuk sessiz ve derinden arkadaşım döktürmüştü resmen. Yemek komasına girdik desem abartmam. Hele o ıspanaklı börekler ayyy bak canım istedi. Ya o cevizli vişneli çikolatalı güzellik aman aman... Buna bide hoş sohbet eklendi. Çok şükür medeni durumlar değişti ama eğlenceli durumlar, sohbetler, kahkahalar değişmedi. Gece yarımda günü noktaladık, sanki sabah yedi buçukta kalkacak olan ben değilmişim gibi. Keşke fotoğrfalarda olsaydı ama az kaldı makine çantama bi girse fotoğrafsız sayfa olmayacakta bakalım ne zaman olacak o iş...